08 Haziran, 2013

YENGEÇLERİ TANIYALIM




TEKERLEME : BEBEK KELEBEK


ŞİİR : PAPATYALAR - TEVFİK FİKRET


PAPATYALAR

Bahar olsun da seyredin
Nasıl süsler bayırları,
Zümrüt gibi çayırları,
Yüze güler o incecik
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.

Tarlalarda hoşa giden,
Sarı, turuncu, pembe, mor,
Bir çok güzel çiçek olur.
Bence güzeldir hepsinden
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.

Yaprakları kıvır kıvır,
O da ayrı bir güzellik.
Boy pos, boyun ipincecik.
Hem güzel, hem de nazlıdır
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.

Rüzgar eser kâh o yana,
Kâh bu yana, hep beraber,
Dalga dalga eğilirler,
Neşe verirler insana
Gelin yüzlü papatyalar,
Altın gözlü papatyalar.

Tevfik FİKRET

02 Haziran, 2013

YUMURTANIN FAYDALARI

Yumurtanın beslenme üzerindeki olumlu etkileri ve faydaları.
Yumurta Anne sütü ve yumurta tüm besinler içerisinde en kaliteli proteine sahiptir. Yumurtada insan vücudunda sentezlenemeyen ve kesinlikle besinler ile dışarıdan alınması gerekli olan "elzem amino asitler" yeterli ve dengeli miktarlarda bulunmaktadır. Sindirilebilirliği yüksek, tamamına yakını vücut tarafından kullanılmakta ve vücut proteinlerine dönüşebilmektedir. Yumurta proteininin biyolojik değeri yani proteinden elde edilen faydası %93,7 iken bu değer sütte %84,5, balıkta %76,0, sığır etinde %74,3'tür.

Çocukların Beslenmesinde Yumurtanın Yeri
Yeterli ve dengeli beslenmede, özellikle mental ve fiziki yönden hızlı bir büyüme ve gelişme döneminde olan çocukların, protein tüketimlerinin en az yarısının hayvansal kaynaklı olması önerilmektedir. Bu nedenle özellikle çocuk beslenmesinde "örnek protein" kaynağı olan yumurtaya gereken önem verilmelidir. Yumurta A, D, E ve B grubu vitaminleri ile diğer vitaminleri önemli oranda içermektedir.

Yumurtadaki Vitaminler
Yumurta sarısındaki A vitamini gözün iyi görmesi, kemik gelişimi ve sağlıklı dişler için gereklidir. Vücut hücrelerinin gelişmesine yardım eder. Solunum ve sindirim sisteminin sağlıklı olmasını ve enfeksiyonlara karşı korunmasını sağlar. D vitamini, insan vücudunda kalsiyumun kullanılmasına yardımcı olur. En iyi D vitamini kaynağı güneştir. Besinlerde sınırlı miktarda bulunur. Yumurta sarısı, D vitamini sağlayan birkaç besinden biridir. Güneş ışınlarından yeterince yararlanılırsa ve yumurta tüketilirse özellikle çocuklarda D vitamini eksikliğine bağlı kemik bozukluğu oluşmaz. Yumurta, E vitamini yönünden de zengindir. E vitamini antioksidan (oksidasyonu önleyici) etkisinden dolayı, vücudumuzu zararlı maddelere karşı korur. B grubu vitaminler bazı besin öğelerinin vücutta enerjiye çevrilmesi için gereklidir. Yumurta özellikle riboflavin (B2 vitamini) açısından zengindir. Bu vitamin deri ve göz sağlığı için de gereklidir. Yumurtada bulunan kolin ise, beyin fonksiyonlarının yerine getirilmesinde önemli rol oynar. Yumurta, demir ve çinko gibi sağlığımız açısından önem taşıyan mineralleri de içermektedir.
Demir, kan yapımı için gereklidir. Demir yetersiz alındığında anemi (kansızlık) oluşur. Ayrıca demirin büyüme, gelişme ve hastalıklardan korunma rolü vardır. Yetersizliğinde çocukların öğrenme yeteneği ve okul başarısı azalır. Yumurtada C vitamini bulunmamaktadır. Yumurta C vitamini kaynağı bir besinle (domates, yeşil sebzeler, turunçgiller vb.) tüketilirse yapısındaki demirin emilimi artar. Yumurta özellikle büyüme - gelişme ve bağışıklık sisteminde rolü olan çinko minerali açısından da iyi bir kaynaktır.
Yumurta düşük enerji içeriğine karşın (büyük boy yumurta = 75 kkal), birçok elzem besin öğesini yüksek oranda bulundurması nedeniyle "besleyici değeri yüksek" besin olarak tanımlanmaktadır. Aynı zamanda yumurtanın antibiyotik etkisi de vardır.

Yumurtanın Yararları Nelerdir?
Hayvansal kaynaklı bir besin olmasına rağmen yumurtanın yağ içeriği düşüktür. Büyük bir yumurtada 4,5 gram civarında yağ bulunur. Bunun 1,5 gramı doymuş yağ asitleri, diğer kısmı ise, doymamış yağ asitleri şeklindedir. Görüldüğü üzere yumurta, kalp-damar hastalıkları için risk faktörü olan doymuş yağ asitlerini düşük oranda içerir ve toplam yağ miktarı düşüktür. Bir yumurta sarısında 213 mg kolesterol bulunur. Yumurta beyazında, kolesterol ve yağ yoktur. Yumurta yüksek kolesterol içeriğine sahip besinimiz olması nedeniyle yıllarca kötü bir ün kazanmıştır. Besinlerdeki yüksek kolesterolün, kan kolesterolünde direkt artışa neden olduğu düşünülmüş ve bu nedenle yumurta tüm diyetlerden uzak tutulmuş ve korkarak tüketilmiştir. 
Gerçekte kan kolesterolünün büyük bir kısmı vücut tarafından yapılır. Kolesterol; insanlar ve tüm hayvanlarda vücutta sentezlenen yağ benzeri bir maddedir. Sinir liflerinin yalıtımı, hücre duvarının bütünlüğünün sağlanması, D vitamini sentezi, çeşitli hormonların ve sindirim salgılarının oluşumu için gereklidir. Kan kolesterol seviyesinin düzenlenmesinde; genetik, yaşam biçimi ve beslenme şeklinin önemli kriterler olduğu yapılan bilimsel çalışma sonuçları ile ortaya konulmuştur. Doymuş yağların, kan kolesterol düzeyine etkisi yüksek kolesterollü diyetten daha fazladır.
Beslenmemizde kolesterolden çok, toplam yağ miktarı ve doymuş yağ asitleri oranına dikkat etmemiz gereklidir. Düşük yağlı diyet tüketen sağlıklı bireylerde her gün bir yumurta tüketiminin sakıncası yoktur. Eğer kişide kolesterol metabolizması bozukluğu yoksa yeterli ve dengeli olarak tüm besin gruplarını tüketiyorsa ideal vücut ağırlığı koruyorsa, fiziksel olarak aktif ise ve sigara kullanmıyorsa, yumurtanın yüksek kolesterol içeriğinden dolayı endişe duyulmasına gerek yoktur. İçerisinde bulunan lesitin kan kolesterolünü istenilen seviyelerde tutmaya yardımcıdır. Kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, şeker hastalığı vb. problemi olanların, farklı günlerde olmak koşulu ile haftada en çok 2 adet yumurta yemeleri önerilmektedir.

Yumurta Seçimi, Muhafazası ve Kullanımı Nasıl Olmalıdır?
Yumurta satın alınırken; marketlerde soğuk ortamda muhafaza ediliyor olmasına dikkat edilmelidir. Dışarıda 1 gün durması buzdolabında 1 hafta kalmasına eşdeğerdir.
Yumurtanın kabuğu temiz, düzgün görünüşlü ve az pürüzlü olmalıdır. Daha ucuz diye çatlak ve kırık yumurtalar satın alınmamalıdır. Bu yumurtalar tazeliğini daha çabuk kaybedip, bozulur. Mikroorganizmaların üremesi için uygun bir ortam oluşturulurlar.
Ev şartlarında yumurta buzdolabında (0 - 5°C), çabuk bozulmasını önlemek için alınan orijinal karton kutusu içerisinde, yıkanmadan saklanmalıdır. Yıkandığı takdirde doğal koruyucu tabakasını kaybeder. Bu nedenle yumurta kullanılacağı zaman yıkanmalıdır.
Yumurta buzdolabında; peynir, soğan, balık gibi güçlü kokusu olan besinlerin yanında saklanmamalıdır. Çünkü yumurtanın kabuğu gözeneklidir ve yumurta güçlü kokuları emebilmektedir.
Yumurtanın, iyi kaliteli olma özelliğini kaybetmeden kısa sürede tüketilmesi gerekir.
Yumurtaya temas ettikçe eller mutlaka yıkanmalıdır.
Çiğ yumurtalar temiz kaplara kırılmalıdır.
Kullanılacak miktar kadar yumurta buzdolabından dışarıya çıkartılmalıdır.
Yumurta içeren ve yumurtadan zengin yiyecekler hazırlanma sürelerinin haricinde iki saatten fazla buzdolabının dışında tutulmamalıdır.
Yumurta kabuklu olarak pişirildiğinde 4 dakikada beyazı, 12 dakikada tamı katılaşır.
Yumurta içeren bütün tarifelere pişirilme işlemi uygulanmalıdır. Çiğ yumurtanın hem sindirimi güçtür hem de mikroorganizmaların bulaşma riski vardır. Salmonella enfeksiyonları en çok rastlanılanıdır.
Çiğ yumurtanın beyazındaki avidin, sarısında bulunan B grubu vitaminlerden biotini bağlayarak kullanılmasını engeller. Pişirme ile bu olumsuz etki önlenir.
Yumurtanın pişirilme süresinin iyi ayarlanması gereklidir. Örneğin; haşlama süresi uzarsa ve yumurta bayatsa sarıdaki demir, beyazdaki sülfür ile birleşerek yumurta sarısının etrafında yeşil bir halka oluşur (Demir sülfür halkası). İstenmeyen bu durumun görülmemesi için; uzun süre haşlamamalı, kısa sürede tüketilmelidir.
Uzun süre pişirilen yumurtaların sindirimi güçleşir ve uygulanan pişirme yöntemine göre B grubu vitaminlerde kayıplar oluşur. Kayıpları önlemek için yumurtayı yağa kırma yerine, diğer yöntemler ile pişirme tercih edilmelidir.
Yumurtayı kıymalı, pastırmalı, sucuklu, tereyağlı pişirmek yerine; haşlama, menemen, omlet, çılbır (yağsız) şeklinde tercih etmek daha sağlıklı olacaktır.
Yumurta beyazı ve sarısındaki besin öğelerinin tür ve miktarı farklılık göstermektedir. O nedenle yumurtayı bütün olarak tüketmekte yarar vardır.


31 Mayıs, 2013

ŞEHİR BULMACA

         Aşağıdaki resimle hangi şehrimiz anlatılmak istenmektedir ? Bulunuz. 

23 Mayıs, 2013

23 MAYIS : DÜNYA KAPLUMBAĞA GÜNÜ



Soyu giderek tükenmekte olan kaplumbağaların yaşama koşullarını iyileştirmek ve de bu konuda duyarlılık oluşturmak amacıyla 2000 yılından beri 23 mayıs günü,  Dünya Kaplumbağa Günü olarak kutlanmaktadır. 
Gününüz kutlu olsun güzel kaplumbağalar.

MADDENİN HALLERİ


19 Mayıs, 2013

ŞEHİR BULMACA


ANNELER GÜNÜ ŞİİRLERİ




ÇOK MERAK EDİYORUM : ETLE BESLENEN BİTKİLER



ET YİYEN BİTKİLER

Elleri, kolları ya da ağızları olmadan böcek yakalayabilen veya etçil bir beslenme hayatı süren canlılar gerçekten var mıdır? Evet, vardır ve dünya üzerinde pek çok grup bitki kısmen ya da tamamen etobur özellik gösterebilmektedir. 
Böcek yiyen bitkiler olarak da adlandırılan bu bitkilerin yaprakları böceği yakalayıp sindirebilecek özellikte bir yapıya sahiptir. İbrik otu ve sinek kapan en çok bilinen böcek yeme özelliğine sahip bitkilerdir.
Peki neden bu bitkiler böcek yeme ihtiyacı hissederler? Özellikle incelendiğinde bu tür bitkilerin besin bakımından fakir topraklarda yaşadığı görülür. Yaşadıkları ortamdan alamadıkları azotu, yakaladıkları böceğin proteinini sindirerek kullanırlar. 

Günümüzde etle beslenen etobur yapıda 600 kadar bitki çeşidi bulunmaktadır. 



SİNEKKAPAN BİTKİSİ
Sinekkapan bitkisi etobur bitkiler arasında en çok bilinendir. Yaprakları saniyenin onda biri hızında açılıp kapanabilme özelliğindedir.

GÜNEŞGÜLÜ BİTKİSİ
Güneşgülü bitkisi de tıpkı sinekkapan bitkisi gibi yapraklarının dış yüzeyinde tüycükler bulundurur. Yuvarlak yapıdaki bu yapraklar canlı yüzeye geldiği anda yapışkan bir sıvı salgılar ve kaçmasını engelleyerek kısa sürede içe doğru kıvrılır. Yaprakların dokunaçları üzerinde nektar,yapışkan madde ve enzim salgılanır.Sinekler, böcekler hatta kelebekler bu tuzağa kolayca kapılmaktadır.Çünkü güneşgülünün dokunaçları hemen heryöne kıvrılabilme özelliğine sahiptir ve böceği hemen sarmalamaktadır.

SUİBRİĞİGİLLER
Nepenthes türü olan bu bitkilerin yaprakları dibinde su bulunan bir tüp şekline sahiptir. İçi sindirim sıvısı ile dolu sürahiye benzer bu bitkiye yaklaşan canlılar kaygan yüzeyden dolayı tutunamayarak kayar ve bu sıvı içerisine boğulurlar. 

15 Mayıs, 2013

HEİDİ'NİN BİLMECESİ


ŞİİR : HERKESİN BİR İŞİ VAR - SENNUR SEZER


HERKESİN BİR İŞİ VAR
Annem yemeği yapar
Ben tadına bakarım
Babam işine gider
Ben bütün gün oynarım

Beni tembel sanmayın
Herkesin bir işi var
Anne baba çalışır
Oyun oynar çocuklar

Kuşların işi uçmak
Çiçeğin işi kokmak
Çocukların işi de 
Öğrenerek oynamak

                    Sennur SEZER
         ( Dünyanın Bütün Çiçekleri 
        Çocuklar İçin Şiir Seçkileri - 1 )

09 Mayıs, 2013

ŞİİR : EKMEK - HASAN ALİ YÜCEL

EKMEK

Çiftçi sürer tarlayı
Sonra eker buğdayı
Boy verir azar azar
Saplar gittikçe uzar
Başaklar olgunlaşır
İçleri dolgunlaşır



Yazın artınca sıcak
Sararır her bir başak
Biçerler ekinleri
Şenlenir harman yeri
Olup bitince harman
Ayrılır buğday saptan



Güzel kokulu ekmek
Olmaz seni sevmemek
Sensin yemeklere baş
Her yemeğe arkadaş …


                      Hasan Ali YÜCEL


06 Mayıs, 2013

ŞİİR : EKMEK VE YILDIZLAR - OKTAY RIFAT


TRAFİK HAFTASI ( 4 MAYIS - 11 MAYIS 2013 )


TRAFİK HAFTASI ( 4 MAYIS - 11 MAYIS 2013 )



Trafik; kara, hava, deniz taşılları ile yayaların kendilerine özgü yollarda gidip gelmesi olayıdır.

Trafik sorunlarını çözümlemek amacıyla bir çok Avrupa ülkesi aralarında anlaşarak bir konsey kurdu. Bu konseye Türkiye de üyedir. Merkezi Fransa'nın başkenti Paris'te olan bu konseyin üyeleri, zaman zaman toplanarak trafik sorunlarını görüşürler.

Bu konsey Mayıs ayının ilk cumartesi günü ile başlayan haftayı «Uluslararası Karayolu Güven Haftası» olarak kabul etmiştir.


Ülkemizde de trafik kazalarının önlenmesi yolunda çaba gösteren kuruluşlarca, aynı hafta «Trafik Güvenliği ve Eğitim Haftası» olarak kabul edilmiştir. Bu hafta süresince; yayın organları, radyo, televizyon aracılığı ile trafik kazalarının önlenmesi için halka trafik kuralları anlatılır. Trafik kurallarına uyulması gereği belirtilir. Okullarda öğrencilere trafik bilgileri öğretilir.

Uygarlık tarihinde tekerleğin bulunması önemli bir olaydır. Önceleri yüklerini kendileri taşıyan, hayvanlara taşıtan insanlar tekerleğin bulunması ile taşıt araçları yaptılar. Uzun süren çalışmalar, araştırmalar sonucu buharı bulan, motor gücünden yararlanmayı öğrenen insanlar bu buluşlarını taşıtlara uyguladılar. Önce kara taşıtlarının, sonra deniz ve hava taşıtlarının sayıları çoğaldı, hızları arttı.

Bu taşıt araçlarına sahip olan insanlar kentlerde ve kentler arasında araçlarını kullanmaya başladılar. Yürüyenlerin karşıdan karşıya geçmesi zorlaştı. Taşıt araçları insanlara ve birbirlerine çarparak kazalara neden oldular.


Trafik sorunlarına çözüm getirmek, trafiği düzene koymak için bir takım kurallar belirlendi. Sürücülerin ve yayaların uymaları gereken bu kurallara trafik kuralları denir. Trafik kuralları uzun araştırmalar ve deneyler sonucu ortaya çıkmıştır.

Bizi en çok ilgilendiren, her an karşılaştığımız kara trafiğidir. Deniz ve hava taşıtlarının gidiş gelişlerini düzenleyen deniz ve hava trafiği kuralları da vardır.

Her gün gazetelerde okuduğumuz; radyoda dinlediğimiz, televizyonda izlediğimiz trafik kazaları; dikkatsizlikten, kendine fazla güvenmekten ve trafik kurallarına uymamaktan meydana gelir. İnsan yaşamı bakımından trafik, çağımızın en önemli sorunudur. Büyük kentlerde günün her saatinde taşıtlarla karşılaşırız. Trafik kazalarında yaralanan ve ölenlerin çoğu 5-14 yaş arasındaki çocuklardır.


Bu nedenle Trafik Haftası’nda, özellikle ilkokullarda, öğrencilere trafik kuralları öğretilir. Trafik kazasına uğramamak için hafta boyunca öğrendiklerimizi hiç unutmayalım. Yürürken, karşıdan karşıya geçerken tüm trafik kurallarına uyalım.


YAYALAR İÇİN TRAFİK KURALLARI

Cadde ve sokaklarda her zaman yaya kaldırımında yürümeliyiz. Karşı kaldırıma ancak yaya geçitlerinden geçmeliyiz.

Kaldırımdan inerken, karşıdan karşıya geçerken önce sola, sonra sağa yine sola bakıp öyle geçmeliyiz.

Yaya kaldırımı olmayan yerlerde yolun solundan yürümeliyiz.

Trafik polislerinin işaretlerine uymalıyız.

Trafik polisinin olmadığı yerlerde trafik işaretlerine dikkat etmeliyiz.

Trafik lambası kırmızı yanarken kesin olarak karşıya geçmemeliyiz.

Karşıdan karşıya geçerken zikzaklar çizmemeliyiz.

Duran bir taşıtın hemen önünden ve arkasından geçmemeliyiz.

Taşıt araçlarından inerken taşıtın tam olarak durmasını beklemeliyiz.

Taşıt araçlarına binerken sıramızı beklemeliyiz.

Taşıt aracından iner inmez hemen karşıya geçmemeliyiz.

Taşıtlara hiçbir nedenle asılmamalıyız.

Yolda top oynamamalıyız.

Yolda gruplar oluşturup geçişe engel olmamalıyız.


TRAFİK IŞIKLARI VE ANLAMLARI


DERSİMİZ MA-TE-MA-TİK : KESİRLER




SAĞLIĞIMIZIN DÜŞMANI : SİGARA